Merhaba değerli okuyucular. Uzun zamandır yazamıyorum. Her gün yazacağım diye kendime söz vermişken, bu zamanla her hafta, her ay yazacağıma döndü. Ama 2- 3 günde bir de olsa yazıya devam edeceğim. Uzun bir aradan sonra dolu dolu bilgililerin olduğu bir yazı yazmayı uygun gördüm. Daha fazla uzatmadan manşet sorularla konuya başlıyorum.
Hz. Musa’nın Firavunun başrahibi olduğunu biliyor muydunuz?
Museviliğin çakma din olduğunu peki?
Ya da islamın simgesi olan Kâbe’nin ilk çağ uygarlıkları zamanında da, henüz tek tanrılı dinler olmadığı günlerde, kutsal bir yer olduğu?
Ya da Hz. İsa ve bakire Meryem’in hikâyesinin ilk çağlarda aynı senaryo ile onlarca din yaratıldığını. Bakire iken doğum yapan bu dini simge kadınlara koca ana ya da ay anadendiğini?
Yunanlılar da Artemis bakiredir, ondan doğan oğlu vardır aynı zamanda sevgilisidir. AdıAdonistir. Anadoluda Kyble bereket tanrısı olarak biliriz. Bakire koca anadır. Ya da ay ana olarak geçer. Babasız oğlu aynı zamanda aşığı Attist tir.
Mısırlılarda yine aynı şekilde koca ana mevcuttur. İsmi İsistir. Oğlunun adı ise Osiris tir.
Babil’in de yine aynı şekilde bir koca ana ve onun oğlu vardır. İştar ve oğlu Tammuz.
Ve daha birçok uygarlıkta benzer şekilde bu şekilde yayılmış dinler mevcuttur.
İlk çağda Mezopotamya da tarih derslerinden öğrenmişizdir. Babiller, Sümerler, Elamlar, Asurlular, Akadlar vardı. Bunlar ilk yazıyı, astrolojiyi, takvimi, matematiği vs bir çok şeyi keşfeden uygarlıklar olarak önde giden uygarlıklardı. Babil’de kralları tarafından Hammurabi yasaları yaratılmıştır. Asurlular ilk kütüphaneyi kurmuşlardı. Sümerler yazıyı bulmuştu. Elamlar ot gelip ot gitmiştir hani. Akadlar sistemli orduya geçip koca coğrafyaya hükmetmiştir. Bunlar başlı başına bilinmesi gerekenler ama konumuz bu değil şuanda. Bu yüzden dinlere geri dönüyoruz u şeklinde keskin bir viraj yaparak.
Devamı için Buraya tıklayınız.
Ömer SEVEN 